şimdi ne yapıyor? show tvde doktorlar dizisinde zenan rolünde oynuyor.
nasıl tanındı? atvdeki ekmek teknesi dizisindeki sonay rolüyle.
eğitimi: istanbul üniversitesi devlet konservatuarı tiyatro bölümünden mezun.
yaş: 28
burcu: ikizler
doğduğu ve yaşadığı şehir: istanbul
sinema: benim tutkum! ancak henüz bir sinema filminde yer almadım. yaratım sürecinde bambaşka hazlar yaşandığına eminim. bunu yaşayacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum. sinema tamamıyla bir illüzyon. bir filmi izlerken yönetmenin yarattığı büyülü bir dünyanın içinde seyahat ediyorsunuz.
kimleri beğeniyor? yönetmenlerden yavuz turgut, uğur yücel, fatih akın, çağan ırmak, nuri bilge ceylan, handan ipekçi ve yeşim ustaoğlu. galiba hepsiyle çalışmak isterdim. yabancılardan ise darren aranotsky, david lynch, david fincher, kim kirduk aklıma gelen ilk isimler.
tatil özlemi: bu yıl benim için gerçekten yorucu oldu. tek isteğim biraz uyumak, dinlenmek ve yüzmek. çalıştığım zamanlarda film izlemeyi hiç ihmal etmem. özellikle uzakdoğu sinemasına ilgim var. dünyada yazılmış yeni oyunları okumaktan da çok zevk alırım. maalesef uzun süredir göremediğim arkadaşlarımla çok biraraya gelemiyorum.
kaderciyim: biraz öyleyim galiba. bu tabiki planlarım ve hayallerim olmadığı anlamına gelmiyor. ama son üç yıldır doğruluğuna daha da inandığım bir cümle varki beni bunları anlatmaktan alıkoyuyor; Tanrıyı güldürmek istiyorsan planlarından bahset. _________________
Konu: Geri: RÖPORTAJLAR Paz Ocak 18, 2009 6:17 pm
doktorların güzel oyuncusu, insanın kendine ve yaptığı işe inanmasının, her türlü ödülden daha önemli olduğunu söylüyor.
onunla ilk tanışmamız yıllar öncesine, mahallenin muhtarlarına kadar dayanıyor. ama asıl dikkatleri üzerine toplaması, bir dönemin reyting rekorları kıran dizisi ekmek teknesi ile oldu. esas işi tiyatro oyunculuğu olan melike güner, televizyonla gelen şöhretin sarhoşluğuna kapılmayan ve tiyatrodan asla vazgeçmeyi düşünmeyen bir sanatçı.
ünlü olmak hayatınızda neleri değiştirdi ?
çok fazla şey değiştirdiğini söyleyemem ama sosyal hayat açısından özgürlüğü biraz da olsa kısıtladığı kesin. sokakta yürürken, genellikle bir fotoğraf çekilebilirmiyiz ? şeklinde sorular geliyor ve bu soruyu genellikle yakın bir arkadaşlarıyla konuşurmuşçasına soruyorlar. bunun sebebi de her hafta evlerinin salonunda olmamızdab kaynaklanıyor sanırım.
doktor olma hayaliniz var mıydı ?
kesinlikle yoktu ama her çocuk gibi bende doktorculuk oynardım zaman zaman (gülüyor).
dizi oyunculuğu, maddi anlamda kazanç sağlarken, birşeyleri de kaybettirdiği oluyor mu ?
her iş gibi, bu işin de zorlukları var tabiki. mesela çalışma saatleri... öylesine uzun saatlar çalışıyoruz ki, geriye yalnızca uyumak için vakit kalıyor. hatta bazen, kalan zaman uyumak için bile yeterli olmuyor. bunun dışında kalan şeylere de kayıp olarak bakmayı doğru bulmuyorum; çünkü herşey insanın kendi seçimlerinde bitiyor. erkek arkadaşımın da oyuncu olması kesinlikle bir avantaj. çünkü beni anlıyor. yaşadığım zorlukları, heyecanı ve keyfi paylaşabiliyorum
erkek arkadaşınızın da oyuncu olmasının avantajı yada dezavantajı var mı ?
kesinlikle bir avantaj bana kalırsa; çünkü sizi anlıyor. yaşadığınız zorlukları, heyecanı, keyfi paylaşabilmek çok güzel bence. bekir (aksoy) ile şu anda çok mutluyuz. ne magazin basınında görünmek ne de magazine malzeme olmak gibi bir çabamız var. ayrıca şu da var; magazin basınında yer almak için çaba harcamak gerektiğini düşünüyorum.
greys anatomy dizisini daha önceden takip ediyor muydunuz ?
ne yazık ki hiç izleme fırsatım olmamıştı, zaten yaptığımız işin yoğunluğundan, kendi işlerimizi izlemeye bile fırsat bulamıyoruz. ama daha sonrasında, özellikle izlememeyi tercih ederim. çünkü insan ister istemez etkilenir diye düşünüyorum. en azından ben etkilenirim.
siz aynı zamanda DOTta tiyatro oyunculuğu yapıyorsunuz, tiyatro nasıl gidiyor ?
gayet iyi gidiyor. geçen tiyatro festivali için bir oyun sahneledik, çok keyif aldığımız bir çalışma oldu. şimdi de yeni sezon için çalışmalara başladık. zaten tiyatro olmasaydı hayatımda, yaptığım işe de bu kadar pozitif bakıyor olamazdım.
avrupada tiyatro sahnesine çıktınız, avrupada sahneye çıkmak size neler hissettirdi ?
aslına bakarsanız, yaptığınız işin takdir görmesi ve oradaki insanları etkilemiş olmak çok büyük keyif veriyor. ne kadar evrensel bir iş yaptığınızın farkına varıyorsunuz.
peki ya sinema ? özel olarak takip ettiğiniz yönetmenler var mı mesela ?
nuri bilge ceylan, zeki demirkubuz, fatih akın, çağan ırmak, ferzan özpetek, uğur yücel ve yavuz turgul... şu an aklıma gelmeyen birkaç isim daha var eminim. geçen ay, nurü bilge ceylanın cannes film festivalinde üç maymun filmiyle aldığı ödül, bu işi yapan herkes adına çok gurur vericiydi. umarım bir gün ben de kendisiyle ve diğer saydığım yönetmenlerle çalışma imkanı bulurum.
sizin ödül hedefiniz var mı ?
yok galiba (gülüyor). insanın yaptığı işe ve kendine inanması, iyi oynadım ben diyebilmesi her türlü ödülden daha önemli.
ne kadar daha dizi oyunculuğu yapmayı planlıyorsunuz ?
bu konuda kesin bir tarih verebilmek çok zor bence. hayat ne getirir bilinmez, hele de benim gibi büyük konuşmaktan korkan biri için. ama umarım çok uzun sürmez. ayrıca gelecekle ilgili planlarından bahsetmeyi pek sevmeyen biri olduğum için, bekleyip görmek en iisi sanırım.
kaynak: d-smart dergisi _________________
Konu: Geri: RÖPORTAJLAR Paz Ocak 18, 2009 6:18 pm
Herkesin Sonay karakteri ile tanıdığı Melike Güner, bir zamanlar konservatuar sınavlarında Yıldız Kenter tarafından sahneden kovulduğunu anlattı
Ekmek Teknesi dizisinin asi kızı Sonay'ı canlandıran Melike Güner, dizi bittikten sonra yeni projelere yelken açtı. Artık evin küçük kızı rollerinden daha farklı içinde aşkın da olduğu yapımlarda daha doğurgan bir rol canlandırmak istediğini söyleyen Güner'in oyunculuğa başlangıç hikayesi ise hayli ilginç. Güner'in liseyi bitirene kadar oyunculukla ilgili hiçbir düşüncesi olmamış. Bir anda konservatuar sınavlarına girmeye karar veren genç oyuncu, her ne kadar sınavda Yıldız Kenter tarafından sahneden kovulsa da bugün adını umut vaat eden genç yetenekler listesinin ilk sıralarına yazdırdı.
Ekmek Teknesi bittikten sonra önünde yeni projeler var mı?
Sonay karakteriyle başladık ve şimdi bitti. Hemen biter bitmez bir televizyon projesi var. Ona başladık. Onun dışında bir tatil moduna giremedim. Hala görüşmeler yapıyorum.
Dizi bitikten sonra bir boşluk yaşadın mı?
Üç buçuk yıl sürdü ve gerçekten de bitin-ce büyük bir boşluk içinde kaldım. Son bölümde mesela hiç öyle bir sahne olmamasına rağmen hepimizin gözü yaşlıydı. Hatta yönetmen, 'Evet bu sahnede ağlamıyoruz' diyordu. Çok güzeldi. Okuldan mezun oldum. Diğer arkadaşlar da öyle. Bizim için bir okul gibiydi ve sene sonu durumu yaşadık.
Oynadığın çok usta isimler de vardı. Onlarla ilişkilerin nasıldı?
Anlatırken çok üzülüyorum. Çünkü çok güzel şeyler yaşadık. Orada gerçekten bir aile ortamı vardı. Anne Sermin Abla 'Beni aramazsanız sizi mahvederim' dedi. O bize hala anne gibi davranıyor. Televizyonda ne görünüyorsa arkada da o vardı.
Sonay karakterinden çıkıp hayata Melike gibi bakmakta zorluk çekiyor musun?
Aslında bu oyuncu için değil izleyen için geçerli. Başka bir rol gelirse onu oynamak oyuncunun işi. Ancak izleyici onu hep o rolde hatırlarsa bir sorun yaşanır. Yapımcı ve yönetmenler de o gözle bakmıyor aslında. 'Bu kız bunu oynuyor. Yine böyle bir rol oynar' diyorlar. Halbuki her oyuncu, bir öncekinden farklı roller canlandırmak ister.
Sen bir genç kızı canlandırdın ama bir reklam filminde de olgun bir kadın olarak ekrana çıktın. Bu da bir avantaj mıydı?
Evet. Bu bir şans oldu. Bu tam da dizinin bitimine denk gelmesi de Sonay'ı kırmama yardımcı oldu.
Sana gelen tekliflerle Sonay'ın benzerlikleri var mı?
Biraz benziyor. Bu da benim çok hoşuma gitmiyor. Ben biraz daha içinde aşk olan, daha doğurgan bir rol istiyorum.
İnsanlar seni çok fazla tanımıyor. Oyunculuğa nasıl başladın?
Liseye kadar oyunculukla hiçbir ilgim yoktu fakat oyunculuk içimde yatan meslekti. İyi de bir izleyiciydim. Üniversite sınavından sonra konservatuara girmeye karar verdim. Fakat sınavda Yıldız Kenter beni dövüyordu sahnede.
Neden?
Çünkü benim algılarım kapandı. Çok heyecanlanıp, panik oldum. Leydi Machbet'i ve Jan Dark'ı oynadım. İkinci sınavda bir doğaçlama verdiler. İlk sınav çok kötü geçmişti. Algılayamıyordum. Yıldız Kenter, bir hırsız saldırısına uğramış bir kadını canlandırmamı istedi. Ben bakıyorum suratına, hiçbir şey yapamadım. Ayağa kalktı, 'Bak güzelim' dedi, tekrar anlattı. Benden yine ses yok. En sonunda 'Çık dışarı' deyip beni kovdu. Çok ilginç ama kulaklarımda bir uğultu vardı. Ertesi günü kesin kazanamam diye gitmedim. Meğer kazanmışım. Duyunca kahroldum. Bir yılım gitti. Bir sonraki sene geldiğimde, Yıldız Kenter tanıdı ve 'Niçin gelmedin ikinci sınava' dedi.
Ardından oyunculuk nasıl devam etti?
Okul hayatım boyunca çok az çalıştım. Son sene televizyonda çalışmaya başladım. Öğrenciliği yaşayayım dedim. Çok şanslı bir insanım. Her şeyi doya doya yaşadım.
Her rolü oynar mısın yoksa seçici misin?
Benim ilk yaptığım işlerdern biri olan Mahalle'nin Muhtarları'nda satanist bir kızı oynamıştım. Herkes bir şekilde dönüp bana onu söyler. Çok keyifli bir işti. Sonrasında psikolojik rahatsızlığı olan kız şeklinde kısa filmlerde oynadım. Öpüşmem, sevişmem gibi şeylere inanmam. Oyun oynuyorsun. Bunun bilin-cindeysen, yapmam dediğin hiçbir şey olmamalı. Sen zaten bunun bir oyun olduğunu bilerek giriyorsun bu işe. Ama kalkıp bir magazin dergisine açık bir şekilde poz vermem ya da sansasyonlarla değil, oyunculuğumla bir yere gelmek isterim.
Kendini güzel buluyor musun?
Herkesin vardır. Bazen çok güzel bulursun bazen de tam tersi. Benim için de öyle ne hissettiğimle alakalı. Ama şuna inanıyorum ki seyirci güzel görmek istiyor ve bu nedenle kendine bakmak zorundasın.
Konu: Geri: RÖPORTAJLAR Paz Ocak 18, 2009 6:19 pm
set ziyareti kısa bir röportaj
**En sevdiğin renk?
Beyaz ve siyah
**güzel ve dahide 60m.yükseğe çıkmıştınız..nasıl bir duyguydu?
Güzeldi.ben severim öyle şeyleri
**aşağı bakarken düşeceksiniz diye korktuk.
Yok zaten ben arkaya belimden bağlıydım ama görünmüyodu.
**beyaz ya da şahane show dan teklif gelse gider misin?
Yok.şahane show a gitmemde beyaz olabilir.
**behzatla iyi anlaştığınız için orayı tercih edersiniz sanmıştık.
Ben öyle oyun şeylerini pek sevmem zaten behzatla da o kadar samimi değiliz.
**dizide hamile misin?
gülümseyerek evet dedi:
**evlilik tarihi ertelendi mi yoksa hala 22 haziran mı?
Ertelemek zorunda kaldık çünkü hiçbir hazırlık yapamamıştık.çok yoğunuz.tarihte belli değil şu an.
**kızlar yurdundaki oyuncu arkadaşlarınızla görüşüyor musunuz?
Karşılaşınca görüşüyoruz.yoğunluktan dolayı pek görüşemiyoruz.
**2 haziranda doğum günü partisi yapacak mısın*
yok.sadece uyumak istiyorum.(gülüyor)
**belki Bekir abi sürpriz yapar.
Yok yaa o öyle şeyler yapmaz.
**tiyatro hala devam ediyor mu?
Evet devam ediyor.
**bundan sonra nasıl bir rolde oynamak istersiniz?
Hele bir bu dizi bitsinde(gülüyor).farketmez güzel olan her rolde oynarım.
Son iki haftadır ekranların en çok izlenen ve en çok tartışılan programı şüphesiz Show Tv'de ekrana gelen "Güzel ve dahi" yarışması... Yarışmada basit sorulara bile cevap veremeye, ceza olarak erkek partnerinin oturduğu masanın üzerine çıkıp mini eteği ile dans eden kızlar, Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Türk gençliğinin kültür seviyesi "Bu gençlik nereye gidiyor" tartışmaları ve bu yarışmayla birlikte yeniden gündeme geldi. Kadın ve Aileden sorumlu devlet Bakanı nimet Çubukçu bile yarışmanın kadını aşağıladığı gerekçesi ile RTÜRK'e başvurdu. Yarışmayı Behzat Uygurla sunan Melike Güner ise eleştirilere oldukça öfkeli.
-İlk sunuculuğunuz değil mi?
Evet, aasıl işim oyunculuk ve oyunculukla sunuculuk bambaşka iki meslek. Medyapım'ın ortağı Fatih Aksoy, beni bu iş için aradığında gerçekten çok şaşırdım ve acaba yapabilr miyim diye düşündüm. Fatih Aksoy, benim bende göremediğim bir şeyi görmüş.
-Programı sunarken sık sık kahkaha krizine giriyorsunuz, neden?
Beni az çok tanıyan herkes biliyor ki ben güleç bir insanım. Hatta kanservatuvar döneminde arkadaşlar aralarında para toplayıp içime kaçan hayvanı çıkartmayı planlıyorlardı. O çok bana ait bir şey. Fatih Aksoy'da, benden hiçbir şey istemedi, olduğum gibi olmamı istedi. Bendeki malzeme de bu. Bu da ister istemez ekrana yansıyor.
-Partneriniz Behzat Uygur sizin kahkaha krizlerinize sık sık takılıyor, rahatsız mı oluyor?
Herkes takılıyor zaten. Behzatla'da konuştuk, çok eğleniyor. Sonuçta oda güldürmeyi seviyor. Bende onun yanında çok gülen bir insanım. şimdi bunu kısmaya çalışıyorum.
-Yarışmaya yönelik eleştirilere nasıl bakıyorsunuz?
Gerçekten yaptığımız işi değerlendirildiği gibi görmüyorum. Bugün cumhutiyet mitinginde yürüyen kızlara da bu soruları sorun ki, hatta sanırım bir TV kanalı bunu yapmış, aynı tarz cevaplar akınıuyor. Bu Türkiye'nin gerçeği. Bunu elbette yumuşatıp söylemek gerekiyor.Türkiye'deki bir çok genç kız ve kadın bu programdan kendini sağaltıyor. "A ne kadar da bilemiyorlar" diyenlere aynı soruları sorsanız yüksek ihtimal, onlarda o soruları bilemez. Ne kadar da bilemiyorlar sözüyle kendilerine bir pare biçiyorlar. Bu ne yazık ki gerçek.
- Kızların masanın üstünde mini etekle dans etmeside çok eleştirildi, sizcede o görüntüler abartılı mı?
Bu format ABD'de de, İtalya'da da öyle yapılıyor. Konu kadının aşağılanması ise bu programa gelene kadar Türkiye'de kadının aşağılandığı o kadar çok yer varki... O yüzden bu konu çok abartılıyor. Kimseyi o masaya çıkması için zorlamadık. Kızlar gayet keyif alarak masaya çıktı. Çirkin bir görüntü yoktu. Kimsenin orası, burası gözükmüyordu.
-size gelen yorumlar nasıl?
Geçenlerde bir arkadaşım benim programa kendimi çok kaptırdığımı söyledi. Bir görüntüyü izlerken gerçekten gözüm doldu. Sürekli yarışmacılarla birlikteyim, onların birlikte kaldıkları eve gidiyorum ve onlar artık çocuğum gibi oldu. Onlar eleştirildiğinde gerçekten sinirleniyorum. Onları eleştiren Türkiye kendine dönüp bir baksın. Kötü şeyleri savunmuyorum. Elbette kendilerini geliştirmelerini bende istiyorum. Kendileri de zaten bunu istediği için bu yarışmaya katıldılar.
Anasayfa 
Latest images 
Arama 
Kayıt Ol 
Giriş yap 
Konu: RÖPORTAJLAR 
Paz Ocak 18, 2009 6:16 pm
